Pazar, Haziran 01, 2014

Bir İLK'e imza atmak... (2. Bölüm)

Turun ikinci gününde sabahleyin sevgili misafirlerimizi bilemem ama bende heyecan had safhada... Canım Şırnak'a, Cizre'ye gideceğim. Çok mutluyum.

Harika bir doğa eşliğinde Siirt - Eruh - Şırnak yolunda gidiyoruz.




Şırnak merkeze çıkmadan önce hem valizleri bırakmak, hem de ihtiyaç molası vermek için Şehr-i Nuh otelimize uğradığımız anda bizimkiler gelin arabası gördüler ve arabanın önünü kestiler. (Çok şekerdi!)



Şırnak merkeze gelip yemek molası verdik. Ben de salata ve patlıcan kızartması vs yemek için hemen meydanda serin bir noktaya oturdum Betül ve Ayşe ile.



Yemekten sonra lokantanın üst katında kahve içtik, tatlı yedi Ayşe ve Betül ben de fotoğrafladım yemediğim Haşhaşe'yi ve kahvemi.



Artık Cizre'ye gitme vaktidir.

Yola koyuluyoruz ve Kasrık Boğazı'nı geçiyoruz.





Cizre'ye vardık sonunda ve tabii ki Mêm û Zîn bizi karşıladı...



Bu arada mutlaka belirtmem gereken bir şey var:

Cizre Kaymakamı Şenol Koca (eski Mardin Vali yardımcısı ve benim için dosttan da öte bir dost) ile konuşuyoruz kaç gündür. Ne yazık ki kendisini göremedim, Mardin'de bir işi vardı. Fakat bizlerin rahat etmesi için her türlü yardımı yaptı sağ olsun.

Sevgili dostum Ömer Zeren ile buluştuk ve bize gün boyu eşlik etti. Bizi ne sürprizler bekliyormuş, haberim yoktu :)

İlk olarak kalede gezmeye başladık. Kale kazılarını inceledik.





Dicle manzarasını seyreden şalvarlı köylüler... :) Çok şeker şu bizim kızlar... İyi ki varsınız. Sizlerle her yolculuk daha renkli.



Mêm Zindan'ı açıldı özel olarak ve incelemeler başladı...



Sayın Cizre Kaymakamı Şenol Koca yeni açılan Kültür ve Sanat Merkezi'ni de görmemizi istedi. Sanırım kadınlar için düşünülmüş bir merkez bu, el sanatlarını değerlendirmek adına. Kendisinden dinlemeyi arzu ediyorum. Hayırlı olsun diyorum...



Dicle... Benim güzel yüzlüm...




Aslanlı Kapı'yı görmeden olmaz...


Kaleden çıkıp ilk olarak Ulucami'ye gidiyoruz. Bu arada baştan beri basın da yanımızda. Ne de olsa bir ilk yaşanıyor. Bölgeye ilk defa bir turist kafilesi geliyor. Haber değeri var haliyle.


Ben aynı ben... Hep aynı poz... Seviyorum ben burayı, ne yapayım?


Biraz da çıtayı yükseltelim... Bakışları da... :)


Mêm û Zîn... Mezarların başındayız... Beni daha çok etkileyen bir efsane yok...


Abdaliye Medresesi, Nuh Peygamber Türbesi (ne kötü restorasyonlar bunlar) ziyaret edildi.


Benim canım mucidim, El Cezeri'min mezarında bendeniz. Öyle severim ki üstadı!


Kırmızı Medrese'deyiz... 16. yüzyılın güzel örneği.


Sen ne güzel şeysin öyle!


Kırmızı Medrese'de hepimizle söyleşi yapıldı.






Sen hâlâ bizi mi seyrediyorsun?


Artık Cizre Çarşısı'na yürüyebiliriz...

Çarşaf bir sembol Cizre'de. Zîn için tutulan yas...


Çarşı yine çok neşeli ve renkliydi...








Günün yorgunluğunu atmanın en iyi yolu Dicle kıyısında bir çay içmektir (limonata da olabilir).



Nefis türküler dinleyip otelimize Şırnak'a dönüp otelimize geldik.


Bizim grup yerel basını inceliyor...


Yemek öncesi yine söyleşiler vardı benimle ve misafirlerimizle...



Yemekler yendi, sohbetler edildi... Herkes dinlenmeye çekildi.

Yarın için de heyecan dorukta. İdil'e gideceğiz ve bir de Öğündük ve Haberli'ye de...

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails